Arkadaş tercihi ve muhabbet
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“Yalnızlık kötü arkadaştan daha hayırlıdır; sâlih bir arkadaş ise yalnızlıktan daha iyidir…” (Hâkim, III, 343; Beyhâkî, Şuab, 256/4993)
Hâl, sârîdir, yani insandan insana geçicidir. Kişi hayırlı bir insanla arkadaş olursa hayra yönelir, kötü biriyle beraber olursa kötü tesire mâruz kalır. Bu hâl, insan psikolojisinin en temel kanunlarından biridir. Eskiler bunu; “Üzüm üzüme baka baka kararır.” diyerek dile getirmişlerdir.
İnsan kimi sever ve kiminle beraber olursa, onun hâli ile hâllenir. Zira insanoğlunun şahsiyet ve karakteri, diğer insanlarınkine benzemeye ve onları taklit etmeye meyyâldir. Dolayısıyla insan, farkında olarak veya olmadan, muhabbet ve ünsiyet gösterdiği başka birinin husûsiyetlerini kopyalayıverir. Bu husus, bilhassa şahsiyet ve karakterin olgunlaştığı gençlik devresinde çok daha ehemmiyetlidir.
Bundan dolayıdır ki Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’de:
“…Sâdıklarla beraber olunuz!” (et-Tevbe, 119) buyurmaktadır.
Hakîkaten insan, muhabbet duyduğu kişiyle, his, fikir, hayat tarzı ve temâyüllerinde müştereklik kazanır. Dolayısıyla, sâlihlerle beraberlik, müsbet yönde terakkîye vesîle olur.
Bu durumda tabiî ki, gâfil ve fâsıklarla bir arada bulunmaktan şiddetle sakınmak da ehemmiyet kazanmaktadır. «Kör ile yatan şaşı kalkar.» sözü, bu hakîkati ne güzel ifâde eder.
Bu hususu îzah sadedinde Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şu misâli verir:
“İyi ve kötü arkadaşın hâli, güzel koku satanla körük çeken demircinin hâline benzer. Misk satan kişi, ya sana güzel kokusundan bir miktar ikram eder veya sen ondan satın alırsın. (Yahut yanında bulunduğun sürece) güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise ya elbiseni yakar veya körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.” (Buhârî, Zebâih, 31)
İyi insanları sevmek, kötü insanlardan nefret etmek, kişiyi mânen âbâd eder. Bunun aksine sevilmeye lâyık olmayan insanlara muhabbet besleyip, müsbet insanlara buğzetmek de kişiyi bedbaht eder. Bu sebeple insan, kimlere muhabbet beslediğine ve kimlerden nefret ettiğine son derece dikkat etmelidir.
İmam-ı Rabbânî Hazretleri kötülere karşı beslenen muhabbet ve onlarla arkadaşlığın zararı hususunda şöyle bir misal verir:
“Kumarbazlarla oturup kalkan kimse, belki kumar oynamaz. Böylece kendisini kirlenmemiş zannedebilir. Lâkin kumarbazlarla beraber olduğu müddetçe onlardan menfî tesir alarak kumar oynamayı zamanla hoş görmeye başlar. Bu ise mânevî bir yıkımdır.”
Bu sebeple bir müslüman, hayırlı kişileri arkadaş edinmeli ve kendisi de iyi bir arkadaşlık sergilemelidir.