Beraber bir yemek üzerine sohbet etmek var olan tüm aile bağlarını çok kuvvetlendirebilir.
Syracuse Üniversitesi’nde akademisyen olan Barbara H. Fiese, Aile Rutinleri ve Ritüelleri (Family Routines and Rituals) kitabında, aile rutinlerinin ve ritüellerinin fiziksel ve zihinsel sağlığı nasıl etkilediğini, kültürel değerlerin nasıl aktarıldığını anlatıyor ve hatta terapötik açılardan da faydalı olduğunu ve terapi süreçlerine bu ritüellerin dahil edilebileceğini savunuyor. Yani çocuğa uyku vakti yaklaştığında okunan hikayelerden özel tatillerde yenen yemeklere kadar yaşanan deneyimler çocuk ile ebeveyn arasındaki ilişkide büyük rol oynuyor.
2012’de, Columbia Üniversitesinde 12-17 yaş arasındaki 1003 genç ile bir araştırma yapıldı. Bu araştırmaya göre, haftada aileyle bir öğün beraber yemek yiyen gençlerin aileleriyle yüksek kalitede bir ilişki içerisinde olduğunu gözlemlediler.
Harvard Üniversitesi de bu konuda Aileyle Akşam Yemeği Projesi (Family Dinner Project) başlattı ve birçok araştırma yürüttü. Bu araştırmalar ise beraber yemek yiyen ebeveynlerin fiziksel olarak daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Hatta sadece fiziksel sağlık da değil, mental sağlıklarının da daha iyi olduğunu söylüyor.
Aileler, çocuklarıyla beraber yemek yediğinde, daha çok meyve ve sebzeyi tercih ediyorlar; o gün masada zararlı içecekler tercih edilmiyor. Obezite riski de bu şekilde azalıyor. Ailesi ile sağlıklı bir ilişki kurabilen, keyifli şekilde yemek masasına oturan çocuklarda ergenlik döneminde yaşanan sıkıntılar azalıyor, okulda daha az problem yaşıyor ve daha geniş bir kelime dağarcığına ve dolayısıyla daha yüksek bir akademik başarıya sahip oluyor. Ayrıca, çocuklar, taklit ile öğrenir. Masada ebeveynleri ile olan çocuk, görgü kurallarını ve güzel davranışları örnek olarak alabilir. Bu şekilde sosyal yetenekleri de gelişecektir.
