Geçmişten bugüne milyonlarca çocuk savaşların ve terör saldırılarının masum kurbanları ve tanıkları oldu. Üstelik savaş sadece yakından tanığı ve mağduru olan çocukları değil, uzaktan medya aracılığı ile şiddet görüntülerine maruz kalanları da etkiliyor. Peki, dünyanın geçtiği bu zorlu dönemde çocuklara savaş kavramı nasıl anlatılmalı?
Geleceği inşa edecek olan yeni nesiller, dijitalleşen dünya ile birlikte çatışma görüntülerine kontrolsüzce maruz kalabiliyor. Maruz kalınan çatışma görüntüleri çocuklarda şiddeti normalleştirebilir. Bu sebeple çocuklara savaşı anlatırken,
Dijitalleşen dünyada çocukları savaş ya da terör saldırıları görüntülerinden korumak oldukça zor. Korku, kaygı ve güven duygusunda sarsılma, bu tür görüntülerin çocuklarda gözlenebilen etkilerinden sadece birkaçı.
Savaşa ilişkin görüntüler ve haberlere erişimde öncelikle ev içinde tekrarlı dinleme ve izlemelerden kaçınılması, ağır konuların çocuklardan uzak konuşulması gibi önlemler alınmalıdır. Her şeyden önce anne ve babalar telefonları, tabletleri ya da televizyon haberleriyle fazla vakit geçirmekten kaçınmalı ve kendi ekran saatlerini de kontrol altında tutmalıdırlar.
Savaş ve terör görüntülerine tanık olan çocukların güven duygusu sarsılır ve korku, kaygı gibi duygulara kapılırlar. Akabinde sorularına yanıt alamazlarsa kendi senaryolarını üretirler. Bu sebeple,
Çocuğun savaş ve şiddet görüntülerinden olabildiğince uzak tutularak yakınlarıyla ya da güvendiği kimselerle birlikte etkileşim içinde vakit geçirmesi sağlanmalıdır. Güven içinde olduğu, yalnız olmadığı konusunda çocuğun sık sık rahatlatılması, duygularını ifade etmesine izin verilmesi, savaş ve benzeri ürkütücü üzücü olaylar olduğunda bunları hissetmenin normal olduğu söylenerek rahatlatılması gerekmektedir.
Kaynak: TRT Haber
