İslam’da aile
Allah (c. c) insanı yeryüzünde kendisine halife olarak seçmiştir. Akıl ve nefis olguları ikisi bir arada en mükemmel şekliyle insanda oluşturulmuştur. Ayrıca insana konuşma, muhakeme, mukayese, tefekkür, tecrübe gibi yetenekler de verilmiştir. Dolayısıyla emanet ve teklif gibi çok ağır mesuliyetler yüklenmiştir. Diğer canlı grupları ile olan müşterek vasfı ise insan da doğar, çoğalır, yaşam mücadelesi verir ve ölür, diğer canlılar da.
Canlıların sınıflandırılarak yaratılması, kendi aralarında erkek ve dişi olarak gruplandırılması gibi çok özel ayrıcalıklar, İlahi tasnifin neticesidir. Bu gibi hususlarda İlahi iradeye sual sorma imkanı söz konusu değildir. Ayrıca erkek ve dişi gruplarının birbirlerine karşı olan temayülleri de fıtri yani yaratılıştandır. Bunda amaçlanan nesillerin korunması yani üreme ve çoğalmadır. Buna insan sınıfında en müsait ortam ise aile müessesesi olarak kaşımıza çıkmaktadır.
İslam’da aile müessesesi
Karı, koca, ana, baba ve çocuklardan meydana gelen en küçük insan topluluğuna aile denir. Dinimiz aile konusuna büyük değer vermiştir. Nitekim bu hususta fıkıh kitaplarında detaylı bilgilere yer verilmiştir. Başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere hadis kitaplarında da konu ile ilgili olarak pek çok mesaj verildiği görülmektedir. Kur’an’da: “Kaynaşmanız için size kendi (cinsi) nizden eşler yaratıp aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O’nun (varlığının) delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır.” buyurulmuştur.