LGBT Dayatması nedir? LGBTİ+ Dayatması Nerede? Son yıllarda tüm dünyada gündeme gelen LGBT aktivizmine dair dosyamıza haberimizden ulaşabilirsiniz.
Son yıllarda tüm dünyada LGBT aktivizmi arttı. Bunun doğal bir artış olduğunu söylemek zor. Sosyal medya başta olmak üzere internetteki birçok dijital dizi, film platformunda, başta Avrupa ve ABD olmak üzere yurtdışından fonlar aldıkları kendi söylemleriyle sabit olan birçok LGBT derneği bu artışın katlanması için çalışmalar yapıyor. LGBT dernekleri ve toplulukları faaliyetlerini eşcinselliği yaymaya yönelik yönetiyor.
LGBT lobisi özellikle medyada, kamuoyunda ve akademik camiada insan fıtratına aykırı olan cinsiyetsiz bir dünya görüşünü reddedilemez hatta tartışmaya dahi açılamaz biçimde başta gençler olmak üzere toplumun her kesimine dayatıyor. Kendilerini desteklemeyen şirketleri ve kurumları ekonomik ağın dışında bırakacak yaptırımlar oluşturmak için harekete geçmiş durumdalar. Bu tabloda açıkça görülüyor ki; medyada, akademide, toplum içinde, iş dünyasında başta gençler olmak üzere herkes büyük bir LGBT dayatması ile karşı karşıya. İşte “LGBT Dayatması” kavramı inkârı mümkün olmayan bu baskıyı ve propagandayı ifade etmektedir.
Kadın ve erkeğin birlikteliğinden oluşan doğal ailenin yok edilmesi için LGBT örgütleri sistematik bir şekilde çalışmalar yürütüyor. Tüm dünyada LGBT dayatması ve propagandası meşruiyet eşiğini çoktan aştı. Cinsiyetsizleştirme ideolojisi ve dayatma LGBTİ+ organizasyonunda hayatın her alanını işgal etmeye başladı. Bugün artık tüm insanlık LGBT lobisinin uluslararası stratejik saldırıları ile karşı karşıya.
Avrupa’da ve Amerika’da çocuklara cinsel kimlik dersleri veriliyor. Çocuklara üçüncü cinsiyet, tanımlanamayan cinsiyet ve eşcinsellik anlatılıyor. Ülkemizde de çocuklar için aynı eğitim ve toplumsal cinsiyet eşitliği hezeyanı hukuk, akademi ve eğitim camialarında tartışılmaya devam ediyor. Çizgi film ve animasyonlarla çocuklara yönelik cinsel dayatma yapılıyor. Bilim insanları son yıllarda cinsel kimlik bunalımı yaşayan çocuk ve gençlerin sayısının 25 kat arttığını söylüyor.
Dijital medya, özellikle sosyal medya ve dizi-film platformları sürekli olarak LGBTİ+ güzellemesi yapıyor, bu anlamda içeriklerin üretilmesini teşvik ediyor. Bu platformlarca gençler en önemli hedef kitlesi olarak belirleniyor. Netflix, Disney+ gibi dijital dizi-film platformları hazırladıkları içeriklerde LGBT’li karakterleri oynatmayı zorunlu tutabiliyor. Burada gençlerin kimlik bunalımı yaşamalarının bir tercih ya da özgürlük olarak sunulmasının önü açılıyor, mağduriyet söylemi geliştiriliyor.
Akademisyenler LGBT aleyhine herhangi bir çalışma yapamıyorlar. LGBTİ+ örgütlerinin 20 devlet üniversitesi için eylem planı hazırladığı biliniyor. Ülkemizdeki birçok üniversitede LGBTİ+ örgütlenmeleri bulunuyor. Küreselci lobilerin desteklediği üniversite kürsüleri, kulüpler ve araştırma merkezleri kurulmaya devam ediyor. Akademisyenler LGBTİ+’ya dair olumsuz görüşlerde bulunamıyor, eleştiri getiremiyor. LGBTİ+ ’ya dair menfi görüş bildiren, eleştiren ve bilimsel olumsuz cevaplar verenlere akademik yazınlar ulusal ve uluslararası hakemli dergiler tarafından kabul verilmiyor. Bu tür bir tutum içinde olanların “Profesör” unvanları ellerinden alınıyor.
Paris Saint-Germain futbol kulübünde orta saha oyuncu olarak oynayan Senegalli futbolcu Idrissa Gueye ve Avusturalya Futbol liginde Great Western Sydney oyuncusu Haneen Zreika üzerinde LGBTİ+ bayrağı bulunan forma ile maça çıkmadığı için küresel medya ve LGBTİ+ lobileri tarafından linç edilerek haklarında olumsuz kampanyalar yürütüldü
Sanatçılar, LGBT lobisi tarafından fonlanarak teşvik edilmeye devam ediyor. Buna karşı çıkmaya çalışan ya da olumlu bakmayan sanatçıların ise linç edilmek ve sanatçı topluluklarından ayrı düşme korkusuyla ses çıkaramamakta. Bazı şarkıcılar sahneye çıktığınızda “LGBT bayraklarını görelim” dediğinde bir dayatmayla karşı karşıya kaldığımızı görürüz.
Birleşmiş Milletler’in sürdürülebilirlik insiyatifi olan UN Global Compact örgütü “İş Dünyasında Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Rehberi” adı altında iş dünyasını LGBTİ+ dayatmasına maruz bırakıyor. İş insanlarına toplumsal cinsiyet eşitliği ideolojisini içeren sözleşmeler imzalatılıyor. Bu rehberdeki talepleri taahhüt etmeyen patronları ise kredi kullandırmamak, iş birliği yapmamakla tehdit ediliyor. 160’ın üzerinde ülkede 15 bin şirketin yer aldığı Global Compact’ın Türkiye’deki yerel ağını TÜSİAD ve TİSK sağlıyor.
