Hanımını dövene ne olur?
Birisi Emîr-ül mü’minîn Ömer’in -radıyallahü anh- yanına gidip, hanımından şikâyetçi olacaktı. Kapıya gelince içerden Hazret-i Ömer’in hanımının, Ömer’e -radıyallahü anh- bağırdığını, çıkıştığını duydu. Bu sözleri duyunca, kendi hanımından razı olup geri döndü. O sırada Hazret-i Ömer evden çıkıp gitmekte olan adamı gördü ve seslendi.
O kimse Emir-ül mü’minînin huzuruna geldi. Ömer radıyallahü anh hâlini, niçin geldiğini ve niçin uğramadan geri döndüğünü sordu. O da anlattı. Ömer radıyallahü anh buyurdu ki: Her sözlerine cevap vermeyiz. Onların bizim üzerimizde hakları vardır.
Biri, onların sebebi ile Cehennemden kurtuluruz. Nitekim Rasûlullah sallâllahü aleyhi ve sellem: “Evlenmek isteyenin dininin yarısı, emniyyet kal’asının içine alınır” buyurdu.
İkincisi, onlar yanî kadınlar, bizim malımızın bekçileridir.
Üçüncüsü, onlar bizim çamaşırcılarımızdır.
Dördüncüsü, bizim yemek pişiricilerimizdirler.
Beşincisi, çocuklarımızın bakıcısı, büyütücüsüdürler. Bunun için onlara karşı sabırlı olmalıyız.
Enes bin Mâlik radıyallahü anh’ın rivayeti ile bildirilen hadis-i şerifde: “Hanımını haksız olarak dövenin, ben ki Muhammedim, kıyamette hasmı ben olurum.”
“Hanımını dövme: Hanımını döven, Allah Teâlâ’ya ve Resûlü’ne âsî olur” buyuruldu.
Urve bin Mes’ûd radıyallahü anh Rasûlul- lah’dan (sallâllahü aleyhi ve sellem) bildirir. Bu- yurdu ki: “Sâliha bir hanım bin sâlih erkekten iyidir.” Bunun te’vili şöyle olur: Bir kadın sâliha ve afife olunca, bin erkek onun fitnesinden salim olur. O kadın salâh üzere yaşamazsa, bin kişinin, onun yüzünden günâha düşmesi mümkündür.
Sonra buyurdu: “Kocasına yedi gün hizmet eden kadına, Allahü Teâlâ cehennemin yedi kapısını bağlar ve cennetin sekiz kapısını ona açar. Dilediği kapıdan cennete girer.”