Evlilik ve aile hayatı
İslâm’a göre nikâh ve âile müessesesi; nesil yetiştirmek, evlât terbiyesi, neslin muhâfazası ve insanlık haysiyetinin korunması bakımından son derece lüzumlu ve vazgeçilmez bir değerdir.
İslâm bu değere o kadar ehemmiyet vermiştir ki, onu yok etmeye kasteden çürük ve sefil münâsebetleri tamamen reddetmiş ve haram kılmıştır. Bu itibarla “zinâ” fiilini, en ağır bir şekilde yasaklamış ve ona yaklaştıran bütün kapıları da kapatmıştır. Zira o çirkin hâl; nikâhın zarâfet, nezâhet ve meşrûiyetine çılgınca bir saldırış ve nesilleri yok eden acımasız bir cinayettir. Nikâh gibi bir saâdet ve huzur dünyasını, fuhşun murdarlığına değişmek kadar büyük bir gaflet, cehâlet ve ahmaklık olamaz.
Evlilik
Evlilik, hem bedenî bir ihtiyaç, hem de mânevî gelişimin esaslı bir zeminidir. Zira evlilik, nefsânî arzuları meşrû ölçü ve gâyelerle idealize ederek hayırlı nesillerin yetiştirilmesine vesîle olur.
Kadını en değerli yapan hususiyet
Bir hanımın en kıymetli, hattâ paha biçilmez varlığı, iffetidir. Kadınlık şeref ve haysiyetini korumak, ancak iffet sâyesinde mümkündür. Yüce dînimiz, kadının iffetine çok fazla ehemmiyet vermiştir.
Huzurlu aile hayatının şartları
İslâm, insanı huzur ve saâdete ulaştıracak bir âile hayatının şartlarını en güzel şekilde ve inceden inceye tayin etmiş ve Resûlullah’ın şahsında bizlere huzurlu bir âile yuvasının en mükemmel modelini sergilemiştir.
Hiçbir kadın, efendisini; vâlidelerimizin Allah Rasûlü’ne olan sevgileri derecesinde sevemez. Hiçbir efendi de hanımını; Allah Resûlü’nün, mübârek hanımlarına olan muhabbeti ve nezâketi seviyesinde sevemez. Hiçbir evlât, babasını; Hazret-i Fâtıma’nın, babasını sevdiği kadar sevemez. Hiçbir baba da evlâdını, Allah Rasûlü’nün Hazret-i Fâtıma’yı sevdiği kadar sevemez.
Aile hayatında problemler ve çözüm yolları
Unutulmamalıdır ki hayat, dâimâ düz bir çizgi istikâmetinde devam etmez. Zaman zaman iniş ve çıkışları olur. Gün gelir gönüller sevinç ve saâdetle dolar, gün gelir hüzün ve kederle gözyaşları sel olur.
Bu sebeple anne-babaların, yarının nesillerini şekillendirecek olan evlâtlarının yetişmesinde, onlara hayatın sadece tatlı yanlarını ve toz-pembe manzaralarını göstermeleri büyük bir hatadır. Esâsen bu, ilâhî terbiyeye de terstir. Zira öyle olsaydı, Cenâb-ı Hak en sevgili kulları olan peygamberlerini rahatlık içinde yetiştirir ve onlara hiç sıkıntı yüzü göstermezdi. Fakat Rabbimiz onları insanoğlunun karşılaşabileceği en ağır sıkıntı ve musibetlerle yoğurup olgunlaştırmıştır.
Evliliği teşvik ve evlenenlere yardım
Evlenmek istediği hâlde çeşitli imkânsızlıklar sebebiyle evlenemeyen mü’minlere yardımcı olmak, ictimâî hizmetlerin en mühimlerinden biridir. Bu hayrı işleme fırsatı yakalayan bir mü’min, Cenâb-ı Hakk’ın emr-i ilâhîsine tâbî olarak büyük bir uhrevî kazanç elde etmiş olur.
Analizler bölümündeki yazıları incelemek isterseniz, aynı kategorideki diğer içeriklere de göz atabilirsiniz.
Eş seçiminde nelere dikkat etmeliyiz?
Evlenecek kimseler, eşlerini; sırf zâhirî güzellik ve zenginlik gibi geçici ve nefse cazip gelen sebeplerle tercih etmemelidirler. Yalnızca nefsânî arzu ve heveslerle gerçekleşen bir evlilik -ekseriyetle- muhabbet ve ülfet meyvesini hâsıl etmez. Çünkü böyle evliliklerde insanlar, umûmiyetle kendi nefsânî arzularının kölesi olurlar.
Birden fazla evlilik
Günümüzde karşılaştığımız bir diğer hâdise de, birden fazla evliliğe “sünnet” diyerek kendilerince mâzeret bulanlardır. Doğru, Efendimiz birden fazla evlenmiştir. Lâkin Resûlullah’ın evlilikleri hiçbir zaman nefsânî sebeplerle olmamıştır. Zira öyle olsaydı, yirmi beş yaşında iken, kendisinden on beş yaş büyük dul ve çocuklu bir hanım olan Hazret-i Hatice ile evlenmez ve o vefat etmeden başka hanımlarla da evlenebilirdi.
Aile hayatında problemlerin sebepleri
İslâmî kâidelerden uzakta yaşandığı için günümüzdeki âilelerde huzursuzluk, geçimsizlik ve bunun neticesinde boşanmalar maalesef artmış bulunmaktadır.
Meselâ Kur’ân tilâveti ve mânevî sohbetlerle feyizlenip davet edilen garip ve yetimlerin duâlarıyla bereketlenmesi gereken düğünler, insanların pahalı elbiselerini birbirlerine sergiledikleri bir defile havasında geçiyor. Sadece zenginler davet edilerek fakir ve garipler unutuluyor. Yine bu düğünlerde kadın-erkek ihtilâtına dikkat edilmiyor. Âile müessesesinin temellerinin atıldığı bu merâsimde sergilenen yanlış tavırlar da, âile facialarına zemin hazırlıyor.