Çocuk psikolojisinde evcil hayvanların etkisi
Hayvanlar çocuğun yaşamına doğumdan başlayarak oyuncaklarla girmektedir. Peluşlar, banyoda yüzen ördekler, plastik çiftlik hayvanları, yürüyen ve konuşan motorlu oyuncaklar çocuğun sürekli olarak elinin altındadır.
Özel bir bebek ya da oyuncak ayıcık çocuğun annesinden sonra en yakın arkadaşı olabilir. Bu oyuncak ayıcık onun sırlarını paylaşır, kızgınlıklarına katlanır, huzursuzluğunu giderir.
Evcil hayvanlar da aynı biçimde çocuğun yaşamında etkili olabilmektedir. Çocuk bir evcil hayvan yoluyla insanlarla etkileşim kurma ve sosyalleşme denemelerini yapabilir, mutluluğunu ya da üzüntüsünü paylaşabilir, öfkesini ona bağırarak giderebilir.
Gelişimin işlem öncesi döneminde bebeğin olaylar ve yaşadıkları ile ilgili neden sonuç ilişkisini belirlemeye yönelik becerisi yoktur. Herşey göründüğü kadarı ile vardır. Beş altı yaşlarında işlem dönemi başlamakta, artık bağlantılar kurulabilmektedir. Ancak bu kez de soyut kavramları anlama yeteneği gelişmemiştir. Soyut kavramalar ancak on ile on bir yaşlarından sonra anlaşılabilecektir.
Çocuklarda soyut kavramları anlayabilme ile ilgili zihinsel becerileri atasözlerinin içeriğini sorarak ya da anlatılan fıkralara tepkisini ölçerek değerlendirilir. Soyut işlem öncesi dönemde çocuklar doğum, ölüm, başkalarının duygularını anlama, neden o evin çocuğu olduğu, başkalarının çocuğu olmadığı sorularının yanıtını bulmaya çalışır. Bunların somut kavramlarla açıklanmasını ister. Anne babalar için bu kavramları çocuğa açıklamak hiç de kolay değildir. Çoğu zaman bu tür sorulardan kaçılır ya da çocuğun gelişim dönemi dikkate alınmadan, karşılarında bir yetişkin varmış gibi açıklamalar yaparlar. Bu açıklamalar ya çocuğun kaygısını artıracak ya da onun için anlamsız kalacaktır.
Bu noktada evcil hayvanların önemli bir rolü olabilir. Özellikle doğum ve ölüm gibi çocuk için çok travmatik olabilecek kavramları bir hayvanla öğrenmek, çocuğun bu farklı bilgilere uyumunu sağlayacaktır. Örneğin çocuğun balığının ölmesi ile balık için düzenlenen bir tören onun bu ölüm kavramına alışmasını sağlayacak ve yeni bir balığın alınması ile yaşamın sürdüğünü görmesine yardımcı olacaktır.
Özellikle çocuğun sevdiği birini yitirme, ev ya da okul değişikliği, anne baba ayrılığı gibi bir yoksunluk yaşadığı durumlarda evcil hayvanlar, “yerine koyma” ya da “paylaşma” işlevi de görebilmektedir.
Analizler başlığı altındaki yazılarımızı inceleyerek, aynı türdeki diğer içeriklere de göz atabilirsiniz.
Evcil bir hayvanın alınması tek başına çocuğun isteğine bağlı olmamalı, ailenin ortak alacağı bir kararı olmalıdır. Çocuğa evcil bir hayvanın evdeki peluş oyuncaklarına benzemeyeceği, bir bebek gibi bakım isteyeceği, tuvalet, yemek ve sağlık gibi gereksinimlerinin olabileceği açıklanmalıdır.
Çocuk bir hayvan alınmasını istiyor diye tüm sorumluluğun çocuğun üstüne bırakılması uygun olmayabilir. Çocuğun yaşı göz önüne alınarak, hayvanın bakımı ile ilgili sorumluluklar alması gerekeceği çocukla konuşulmalı ve sorumluluklar paylaşılmalıdır. Ayrıca aile bireylerinin tümünün bu konuyu dikkatle düşünmeleri, daha sonra gelişebilecek uygunsuz durumlardan kaçınılması açısından önemlidir.