Pandemi çocuklarda ekran bağımlılığını artırdı

11.07.2022
A+
A-
Pandemi çocuklarda ekran bağımlılığını artırdı

Çocukların ekran bağımlılığını önlemeye dair basit ve etkili tavsiyeler

Zengin azınlık pandemi koşullarına rağmen çocuklarının eğitimi için gereken olanaklara ulaşabiliyorken, nüfusun neredeyse yüzde 80-85’i açısından tamamen kayıp bir yıl yaşandı. Üstelik yapılan bazı araştırmalara göre okulların üç-beş aylık kapalılığı bile uzun vadede eğitime erişenlerle erişemeyenler arasında yılları bulan farklar açıyor.

Diğer yandan okulların açık olduğu istisnai bir dönem dışında bir yıldır eve kapatılmış olan çocuklar açısından televizyon, bilgisayar, tablet veya telefon ekranları neredeyse kaçınılmaz hale geldi. Pek çok ebeveyn çocuklarının “ekran bağımlılığından” yakınıyor. Dahası, bazı bilgisayar oyunları çocuklar açısından ciddi travmalara sebebiyet verebiliyor

Bir kere herhangi bir madde veya davranışın bağımlılığa dönüşebilmesi için ortada belli bir sorunsalın olması gerekiyor. Gerek çocuklar gerekse yetişkinler açısından eğer söz konusu davranış veya madde, gündelik hayatınızda yapmanız gerekenleri aksatıyorsa, çocuğu okuldan, uyku düzeninden, eğitiminden, beslenmesinden, yetişkini işinden-gücünden, sorumluluklarından ediyorsa, bu bir bağımlılıktır. Fakat bunlar söz konusu değilse bir bağımlılıktan söz edemeyiz. Dolayısıyla bağımlılık da kişiden kişiye değişir. Bir çocuk günde iki saatini ekran karşısında geçirdiği halde bağımlı olabilirken, bir başkası beş saat ekran başında olduğu halde, diğer bütün sorumluluklarını yerine getiriyorsa, bağımlı olmayabilir. Yani ekran bağımlılığını süreden ziyade, o davranışın hayatı etkileme gücüne ve ekran karşısında ne yaptığına göre değerlendirmek, tespit etmek gerekiyor.

Amerikan Pediatri Akademisi’nin (American Academy of Pediatrics) geliştirdiği çok basit bir kuramsal çerçeve var. Buna göre çocuklar 2 ila 3 yaşına kadar ekrana hiç ulaşmayacak. Çünkü bu, çocukların beyinlerinin en hızlı ama diyalogla geliştiği bir dönem. Ekran karşısında ise bir diyalog yok. Oysa çocuk güldüğünde karşıdan da bir tepki alabilmeli. Ekranla çocuk arasında ise böylesi bir interaktif ilişki söz konusu değil. Çocuk ekran karşısında tamamen pasif, edilgen konumda. Amerikan Pediatri Akademisi’ne göre çocuklar 3-6 yaş arasında ebeveyn gözetiminde, içeriği kontrol edilecek şekilde günde 1 saat ekrana bakabilecek. Okula başladıktan sonra da oturup çocuğunuzla bir mukavele imzalayacaksınız.

Ekran başında geçirilecek zaman konusunda çocuğun da sürece katılımını sağlayarak, “şu günlerde, günün şu saatlerinde ekrana bakabilirsin” diyeceksiniz. Ama aynı zamanda ekransız zaman ve mekânları da belirleyeceksiniz. Örneğin çocuğun uyuduğu odada herhangi bir ekran, yani televizyon, tablet, telefon, bilgisayar filan olmayacak. Tabii bu, çocuğun kendine ait bir odasının bulunduğu lüks koşullar için geçerli. Keza çocuğun uykudan önce ekrana bakmaması, uykusunu bozacak unsurlardan uzak kalması gerekiyor. Ailenin toplu olarak veya çocuğun tek başına yemek yediği sofrada da kesinlikle ekranların kapalı olması lazım. Yani gün içinde ekransız zamanların belirlenmesi çok önemli.

Çocuğa “ekran hakkını” ödül-ceza yöntemiyle vermek nasıl fikir?

Çocuğu cezalandırmak için “artık hiç ekran yok” demek de doğru bir yöntem değil. Kendi evinde oynayamayınca bu sefer komşuya gidecek, arkadaşına başvuracak. Yasaklamak da, başıboş bırakmak da çözüm değil. Öte yandan Türkiye’de ergenler çok erken yaşta pornoyla tanışıyorlar. Çeşitli istatistiklere göre Türkiye, pornoya erişim konusunda ilk on ülke içinde yer alıyor. Keza aptallaştıran, hiçbir fayda sağlamayan ama çocukları saatlerce ekran başında tutan oyunlar da var. Bütün bu tablo içinde esas mesele sizin süreci yönetmenizdir. Benim tavsiyem, ekransız zaman ve mekânları erken yaştan itibaren, çocuğun katılımıyla, onunla diyalog sonucu net bir biçimde belirlemek. Şunu da hep sormalıyız: Çocuk niye ekrana gider? Ebeveyniyle vakit geçiremeyince… Bu işin sınıfsal boyutu da orada devreye giriyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.