Oxford’un 2024 Kelimesi “Beyin Çürümesi” Ne Anlatıyor?
Oxford Sözlüğü, 2024 yılının kelimesini “beyin çürümesi” olarak açıkladı. 37 binden fazla kişinin katıldığı oylamada belirlenen bu terim, dijital çağın bireyler ve aileler üzerindeki etkilerine dikkat çekiyor.
Her sene yılın kelimesi seçimini duyuran Oxford Sözlüğü, 2024 yılının kelimesi olarak “brain rot” yani “beyin çürümesi” kelimesini seçti. Bu terim, 37 binden fazla kişinin katıldığı bir oylama sonucunda belirlendi. Peki Beyin Çürümesi Nedir?
“Beyin çürümesi” kelimesi, genellikle nörolojik hastalıkları, özellikle demans gibi hastalıkları tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Bu tür hastalıklar, genellikle bireyin bilişsel işlevlerini etkileyerek hafıza kaybı, karar verme, dil becerileri, yönelim yeteneği gibi fonksiyonların zayıflamasına neden olur. Uzmanlar, ‘beyin çürümesi’ teriminin, sosyal medyada düşük kaliteli içerik tüketiminin zararlarını ifade etmek için kullanılmaya başlandığını belirtti. Terimin kullanım sıklığı 2023 ile 2024 arasında %230 arttı.
Oxford ve benzeri akademik çalışmalarda “beyin çürümesi” terimi zaman zaman dijital bağımlılık, teknoloji kullanımı ve beyin işlevlerinin bozulması bağlamında da ele alınmaktadır.
Dijital Bağımlılık ve Beyin Çürümesi: Aileler Tehlikede
Beyin çürümesi, sadece bireyi etkilemekle kalmıyor, tüm ailesini de etkileyebiliyor. Aile ilişkileri, sağlıklı iletişim, empati ve duygusal bağlarla güçlenir fakat dijital bağımlılık, bu temel unsurları zayıflatıyor. Dijital bağımlılığın aile üzerindeki etkisi çoğu zaman gözle görülmeyen bir yıkıma yol açabiliyor. Telefonlar, bilgisayarlar ve tabletler, aile bireyleri arasındaki iletişimi zorlaştırabiliyor. Örneğin, yemek masasında ya da akşam sohbetlerinde herkesin kafası bir şekilde ekranda kalıyor, bu da doğal iletişimi engelliyor. Çocuklar ya da gençler, dijital dünyada daha fazla vakit geçirdikçe, aileleriyle kaliteli zaman geçirmekten uzaklaşıyorlar. Bu durum, başlangıçta küçük iletişim sorunları olarak ortaya çıksa da zamanla ciddi kopukluklara yol açabiliyor.
Ebeveynler, çocukların hayatlarından giderek daha fazla dışlanıyor ve duygusal bağlar giderek zayıflıyor. Aile içindeki bu eksik iletişim, birbirimizi anlamakta zorluk çekmemize ve duygusal desteği kaybetmemize yol açabiliyor. Kısacası, dijital bağımlılık sadece bireyi değil, tüm aileyi etkileyen bir zincirleme reaksiyon yaratabiliyor.