Kore popüler kültürünün psikososyal açıdan incelenmesi
BTS ve Blackpink gibi Kpop(Kore Pop müziği) grupları, sanatçıları ve Kore dizileriyle geniş kitlelere yayılmış, böylece global bir kültür hâline gelmiş olan “Hallyu” (한류)1, ya da “Kore Dalgası” ve bu dalgayı büyüten fan grupları, son yıllarda Türk medyasında toplumsal bir mesele olarak tartışılıyor. Twitter’da Koreli ünlülerin sık sık trend topic olduğunu gördüğümüz bu popüler kültüre, özellikle Z Kuşağının yakın irtibatı dikkat çekiyor. Peki, milyonlarca gencin bu kültüre aidiyet duymasının sebebi nedir? Neden bu kültür, Z Kuşağı ile daha çok ilişkilendirilir oldu? Son olarak, bazı yayın organlarında Kpop2, gençler için bir “tehlike”3 olarak nitelendiriliyor. Kpop ve genel olarak fan kültürü, iddia edildiği üzere gerçekten tehlikeli mi? Bu sorulara binaen bu yazı; Kpop kültürüne ilgi duyan, bu kültüre aidiyet hisseden gençleri anlamayı ve psikososyal açıdan bu meselenin anlaşılmasını hedeflemektedir.
Kpop fan kültürünün ve Z Kuşağı gençleriyle olan ilişkisinin anlaşılması için öncelikle ergenlerin kimlik gelişim sürecini ve fan kültürünün bu süreç üzerindeki etkisini kavramak gerekir. Gençler, ergenlik döneminde aidiyet ihtiyacından ve “Ben kimim?” sorusundan kaynaklanan bir motivasyonla bireyselleşme sürecine girerken, ailelerinden bağımsızlaşmaya başlayıp diğer sosyal gruplarla – özellikle akranlarıyla – yakınlık kurarlar. Bireyselleşme ya da kimlik inşası hayat boyu sürse de bu süreç, ergenlik döneminin temel meselelerinden biri olarak görülebilir. Bu dönemde ergenler, Erikson’un psikososyal gelişimin merhalelerinden biri olarak tanımladığı kimlik inşası ve rol karmaşası çatışmasını deneyimlerler.