Kısa sürede fazla kilolarından kurtulmak isteyen kişilerde; fazla ‘yemek tüketme’ yerini ‘sürekli hissedilen açlık duygusuna’ bırakmaktadır. Kişiler gündelik yaşamanı devam ettiremeyecek düzeyde yemek tüketimini düşünmeye başlamaktadır. Genelde bu gibi dönemler, kişinin kendisi ile yaptığı anlaşmalar ile başlamaktadır. Bir takım besinler akılda zararlı olarak kodlanmıştır ve tüketimi kesinlikle yasaktır. Bu yasaklar bir süre sonra kişide kaygının ve gerilimin artışına sebep olmaktadır. Kilo kaybı başladıktan sonra kişi tükettiği yiyecekleri kendine göre tamamen yasak ya da serbest olarak iki gruba ayırır; her yeni maalesef ki bu yiyeceklere asla dokunmayacağım düşüncesi ile başlamaktadır. Eve yapılan alışverişlerde alınan kalorisiz diyet ürünü yiyecekler kişiyi mutlu ve tatmin etmemektedir. Devamlı yasak yiyecekler düşünülmekte ve onları tüketmenin hayali kurulmaktadır. İlk zamanlar azim ve hırs ile bu mücadele kazanılır, ama bir süre sonra kişi yorulur ve bu noktada yavaş yavaş yasak yiyeceklere yaklaşma başlar. Kısa süre sonra bu yiyecekler yeme atakları halinde tüketilir. Ataklardan sonra yoğun suçluluk duygusu, kendini iradesiz ve beceriksiz olarak ilan etmesi, özgüvenin yitimi kişileri amaçladıkları yoldan daha çok sapmalara götürmektedir. Bu duyguların sonunda ise her zamanki karşılaşılan düşünce ortaya çıkar.
Ben asla zayıf ve sağlıklı olamayacağım..
Asla irademe sahip olamayacağım..
Asla başarılı olamayacağım..
Bu kişiler çıkmazı olan bir kısır döngündedir. Kilo verilmeye başlanır akabinde yeme atakları ortaya çıkar, tekrar kilo alınır ve tekrar kilo verilir..
Kilo vermeye çalışan insanlar toplumsal öğretiler sebebi ile başarılı olmalarını engelleyen bir takım düşünce kalıpları gündelik hayatlarında çok sık şekilde kullanmaktadır.
Peki bu yargılayıcı, bizleri başarıdan alıkoyan, içimizi kemiren yanlış düşünce kalıpları neler olabilir?
Yiyeceklerin bazıları (çikolata, makarna, alkol vs.) kişilerde kiloya sebep olmaktadır. Eğer ki kilo vermek istiyorsam bu tür yiyecekleri asla tüketmemeliyim.. Tükettiğim her gün kilo veremeyeceğimi bilmeliyim. Benim için önemli olan bütün hayatım boyunca kalorisiz yiyecekler tüketmektir.
Aslında kiloya yol açan şey yiyeceklerin kendisi değildir. Miktarı ve onları tüketme biçiminizdir. Aşırı ya da acıkmadan tüketilen neredeyse bütün yiyecekler kilo almanıza sebep olmaktadır.
Şişmanlık kötü bir şeydir. Ancak eğer ki kilo verirsem, incelirsem, sevilir ilgi görür ve başarılı olurum.
Kişinin kendisini kabul etmeyi bu denli incelmeye bağlı tutması onun uzun vadede daha fazla kilo almasına sebep olmaktadır. Çünkü insanın kendisini reddetmesi ve kendinden memnun olmaması, duygusal olarak gerginliğe ve mutsuzluğa yol açmaktadır. Yeme bağımlısı insanlar genelde duygularını yemek yiyerek dengelemektedir.
Uzmanlar nasıl beslenmem ve ne tüketmem gerektiğini her zaman benden daha iyi bilir.
Bu düşünce sizde zorla bir şey yapmaya maruz kalma hissine neden olmaktadır. Kişiler bu sebeple verilen listelere uzun süreli uyum sağlayamamaktadır.
Kilo vermek için kendini aşırı kontrol etmelisin.
Bu düşünce ile kendinize aşırı kontrol uygular ve yalnızca ‘serbest’ gıdaları tüketirsiniz. Ama ne yazık ki bu aşırı kontrol zamanla sizde yeme ataklarına sebep olmaktadır. Uzun vadede ve kalıcı bir çözüm için koyduğunuz yasakları kaldırmalı ve yemekle tekrar normal bir ilişki kurmayı başarmalısınız.
