Her Damla Suda Şükür: Yeni Müslüman Bir Annenin Ramazan Yolculuğu

2024 yılında Büyük Aile Buluşmasında yaşadığı manevi dönüşüm sürecini anlatan Macar aktivist Reka Szilagyi, Ramazan ayı ve orucun hayatındaki anlamını, aile bağları üzerindeki etkisini Aile Gazetesi’ne anlattı.
“Ramazan Bize Her Damla Suda, Her Nefeste Allah’a Şükretmeyi Öğretir”
Müslüman olmadan önce Ramazan ve oruç hakkında ne düşünüyordunuz? Şimdi, sizin için ne ifade ediyor?
Müslüman olmadan önce, Ramazan hakkında sadece birkaç şey biliyordum. Müslümanların Ramazan’da gün doğumundan gün batımına kadar bir şey yiyip içmediklerini biliyordum. Bunun iyi bir şey olduğunu düşünmüyordum, hatta bunu düpedüz aptalca ve bencilce buluyordum. Artık, elhamdülillah kendim de bir Müslüman olarak, Ramazan’ın bir insanın hayatında olabilecek en harika zaman olduğunu düşünüyorum. Normalde hafife aldığımız şeylerin ne kadar özel olduğunu öğrendiğimiz bir zaman. Gün içinde bir bardak su içtiğimizde, bunu yapabildiğimiz için ne kadar şanslı olduğumuzun farkına varmayız. Ramazan bize her damla suda, her nefeste sevinmeyi ve Allah’a şükretmeyi öğretir.
İlk Ramazanınız sizin için nasıl geçti?
Bu dönemi daha çok Allah’a yönelerek geçirmeye çalıştım. Üzülmekten ya da öfkelenmekten kaçındım. Çoğu zaman zor oldu ama elhamdülillah Allah bana duygularımı kontrol etme gücü verdi.
Günün her dakikasında bu zamanın ne kadar mübarek olduğunu düşünmeye ve Ramazan’ı yaşama fırsatı bulduğum için şükretmeye çalıştım. Zor anlar olsa da her dakikasından keyif aldım ama Allah bana her zaman güç verdi. Kendime başarabileceğim hedefler koymak benim için önemliydi. Günlük namazlara ek olarak her gün teravih namazı kıldım. Elhamdülillah. Elimden geldiğince bağışta bulundum.
Yiyecek ve içecek insanlar için en önemli fiziksel şeylerdir. Bunları reddetmek muazzam bir özdenetim gerektirir. Yine de yemediğimiz ve içmediğimiz zaman, bu bize başka hiçbir şeye benzemeyen bir zihinsel özgürlük verir.
Allah’ın merhametini kazanmak için yemekten ve içmekten vazgeçmek benim için gerçekten bir onurdur. Onun övgüsünü kazanmak benim için her şeyden daha önemli.
Bu süreçte ibadetlerinizde ve yaşantınızda size destek olan birileri oldu mu? Çevrenizin etkisi nasıl oldu?
Ailem çok destek oldu elhamdülillah. Eşim Müslüman, Ramazan’ı ikimiz birlikte geçirdik. Sahur ve iftar vakitleri de harikaydı. Ailemin diğer yarısı da ilk başta yadırgamış olsalar da destek oldular. Ama bunun benim için neden önemli olduğunu anladılar.
Çocuklarım da çok tatlıydı, oruç tuttuğum için onlarla kahvaltı ve öğle yemeği yiyemediğimi biliyorlardı. Birlikte saatleri ve iftara ne kadar zaman kaldığını saydık.
“Ramazan Ayında Aile Bağları Güçleniyor”
Ramazan boyunca evinizde nasıl bir atmosfer yarattınız? Özellikle, çocuklarınıza Ramazan’ın manevi yönünü hissettirmek için neler yaptınız?
Macaristan’da Ramazan geleneği hiç olmadığı için evi süslemedim. Bunun yerine çocuklarla bol bol konuşmaya özen gösterdim, onlara Peygamber Muhammed (sav) ve İslam hakkında çok şey anlattım. Çok ilgilendiler ve bunun özel bir zaman olduğunu hissettiler.
Bunların çok önemli faktörler olduğunu düşünüyorum. Birbirimizi daha çok dinlememiz, aile fertlerimizin, kardeşlerimizin duygularını anlamamız gerekiyor. Örneğin, dini konularda eşimden çok şey öğreniyorum. Ramazan ayında aile bağları özellikle güçleniyor çünkü oruç tutma ve dua etme ortak deneyimiyle bir araya geliyoruz.
Oruç ve Ramazan kavramlarını çocuklarınıza nasıl anlatıyorsunuz?
Onlara bunun Allah’ın rehberliğinde olduğunu anlattım ve kendilerine hakim olmayı öğrenmelerinin önemini vurguladım. Yaşları küçük olduğu için oruç tutmadılar ama istedikleri bir yiyecek ya da tatlı için beklemek zorunda kaldıkları çok zaman oldu. Her şeye hemen sahip olamayacağımızı, beklememiz gereken şeyler olduğunu öğrenmeleri de önemli. Beklemeyi öğrenmek iyidir.
Bir diğer önemli husus ise aç olmanın nasıl bir his olduğunu anlamaları, böylece her gün temiz su ve yiyecek bulamayan yoksullarla empati kurmayı öğrenmeleri. Aç olan ve yeterli suya erişimi olmayan Filistinli kardeşlerimiz hakkında konuştuk. Biz yemek yemenin ne kadar sürdüğünü biliyoruz ama kardeşlerimizin ne zaman yemeğe ve suya erişecekleri belli değil. Bunu çocuklarımıza küçük yaşlardan itibaren öğretmek önemlidir. Sahip olduğumuz her şey için şükretmeli ve sahip olmayanlara da vermeliyiz.
Ramazan sürecinde manevi olarak hangi konularda geliştiğinizi düşünüyorsunuz?
Ramazan bana sabır konusunda çok şey öğretti. Maalesef çok sabırsız ve çabuk sinirlenen bir insanım ama Ramazan’dan sonra kendimi çok daha iyi hissediyorum. Allah bana sabırsızlığımın üstesinden gelmem ve değiştiremeyeceğim şeyler için üzülmemem için güç veriyor elhamdülillah.
Benim için en büyük ders, bir şeyler için endişelenmenin ve üzülmenin gereksiz olduğu, çünkü her şeyin Allah’ın elinde olduğu. Tek yapmamız gereken dua etmek ve O’nun rehberliğini istemek.
Son olarak, nerede olursak olalım, önemli olan aynı sevgi ve beraberlik içinde bir arada olmak. Birlikte gelecekte de Allah’a hizmet etmeye devam edebiliriz.
Editör: Gamze Annak