Depresyon ve Ebevenynlik: Annenin İhmalinin Aile Üzerindeki Sonuçları

10.10.2024
A+
A-
Depresyon ve Ebevenynlik: Annenin İhmalinin Aile Üzerindeki Sonuçları

Duygusal ihmal, depresyona sürükler; depresyondaki bir anne ise sağlıklı ebeveynlik yapamaz. Mutlu aileler için eşlerin duygusal desteği şarttır.

Depresyon ya da diğer adıyla “duygusal çökkünlük” kişinin hayata bakış açısının hüzün ve mutsuzlukla kaplandığı normal dışı bir duygu durumudur. Kendi içinde birkaç sınıflamaya ayrılsa da genel olarak depresyonda olan kişinin yaşadığı keder duyguları yoğun ve uzun sürelidir. Daha önce hoşlanılan işlere karşı ilgi kaybı olur ve kişi günlük işlerini bile yapamaz hâle gelebilir. Uyku ve iştahta değişiklikler, suçluluk duyguları, istek ve enerjinin kayboluşu, halsizlik, kronik yorgunluk, dikkat toplama güçlüğü, kaygıların artması, unutkanlık ve bedensel yakınmalar, şikayetler ve ağrılarda artış depresyonun belirtileri arasındadır.

Ebeveynlikte Duygusal Denge

Ebeveynlik, çocuğun hem temel ihtiyaçlarını karşılama ve sürdürmeyi hem de çocukla yetişkin arasında sosyokültürel ve duygusal açıdan güvenli, sürekli bir bağlanma ve etkileşim gerçekleştirmeyi içeren bir kavramdır. (Grusec & Davidov, 2007; Holland, 2004). Kısaca iyi bir ebeveyn olabilmek için çocuğun ihtiyaçlarının farkına varabilecek dikkate, bunları gerçekleştirebilecek istek ve enerjiye, duygusal olarak destek verebilmek için huzura ve mutluluğa, sosyal açıdan destekleyebilmek için sosyal aktivitelerle ilgili planlar yapabilmeye ihtiyacınız vardır.

O zaman depresyonda olan bir annenin sağlıklı bir ebeveynlik yapmasını beklemek  gerçekçi olmaz. Bir anneyi depresyona iten durumlardan biri ise duygusal ihmale maruz kalmasıdır. Duygusal ihmal dendiğinde kulağa duygusal istismardan daha az önemli geliyor. Bazen ise aradaki fark tam olarak bilinmiyor. Karısına karşı duygusal istismarda bulunan bir eş karısını yok sayar, onu üzeceğini bile bile, sürekli karısının yaptıklarıyla ilgili şikayetlerde bulunur, küçük görür, aşağılar, ezer, başkalarıyla kıyaslar, “Sen kendini ne zannediyorsun, kimsin ki?” gibi söylemlerde bulunur. Fakat bir eş, karısını duygusal olarak istismar etmiyor olsa bile en az bunun kadar tehlikeli bir şey yapıyor olabilir. Bu da kocasının kendisinin var olduğu halde yok olmasıdır.

Evlilikte Duygusal İhmalin Etkileri

Karısına duygusal ihmalde bulunan bir koca, bir evlilikte olması gereken şeylerin neredeyse hiçbirini yapmaz. Evlilik, eşlerin birbirlerine duygusal destek verdiği bir zemin üzerine yükselir. Eşlerin birbirlerine vermeleri gereken duygusal destek içerisinde sevgi, şefkat, saygı, şehvet, yakınlık, bağlılık, sadakat, anlayış ve ilgiyi barındırır. Ve evlilik iki kişilik bir danstır, eşlerin karşılıklı olarak bunları birbirlerine vermeleri gerekmektedir. Karısını duygusal olarak ihmal eden bir koca, bir karar verileceği zaman bunu tek başına alır, karısına danışmaz, plan yapılacağı zaman bunu eşiyle paylaşmaz ve kendisi yapar. Birlikte vakit geçirmektense sürekli olarak arkadaşlarıyla buluşur, televizyon izler, telefonda oyun oynar, etkinliklerini tek başına yapar. Eşi kendisiyle konuşmak istediğinde onu dinlemez, kafasını işinden kaldırmaz, kaldırsa bile bunu bir külfet olarak gösterir. Dengesiz ve tutarsız davranışları vardır ve bundan dolayı evlilikte güvensizlikler ortaya çıkar. Kendi istedikleri gibi davranırlar. Yaptıkları davranışların sorumluluklarını almazlar. Eşlerini üzecek şeyler yaptıklarında eşlerinin aşırı duygusal olduğunu, her şeyi abarttığını ve kendilerine huzur vermediğini söylerler. Evdeki sorumluluktan kaçınır, iş birliği içinde olmazlar. Evini otel gibi kullanırlar, işten eve gelip yemek yer, kanepede televizyon karşısında uyuklar, telefonla oynar sonra yatmaya gider, arada da karılarının cinsel ihtiyaçlarına karşılık vermelerini isterler.

Eşlerin İhmali, Ebeveynliği Zayıflatır

Karısını duygusal olarak ihmal eden bir koca aynı zamanda çocuklarını da duygusal olarak ihmal eden bir babadır. Böyle bir baba ise ebeveynlik görevlerini yerine getirmemektedir. Duygusal ihmale uğrayan bir kadın yalnız kalır, evin, çocukların, hayatın sorumluluklarıyla tek başına mücadele etmeye çalışırken zaman içerisinde depresyona sürüklenir. Depresyondaki bir anne ise çocuklarına vermek istediği bakımı tam manasıyla verememektedir. Ebeveynlik dediğimiz bu anne-baba sisteminde çocuklar, var olan babalarının yokluğuyla başa çıkmaya çalışırken bir yandan da ihmal edilen anneleri depresyona girdikçe ne yapacaklarını bilemez hâle gelirler. Bu durum ise aileyi sağlam bir yapı olmaktan çıkarır ve ufak bir rüzgârda dağılabilir hâle getirir.

Sağlam, dayanıklı ve mutlu yuvalar istiyorsak, öncelikle her bireyin sorumluluğunu yerine getirdiği bir ebeveynlik sistemine ihtiyacımız vardır. Sağlam bir ebeveynlik sistemi için evliliğin ne anlama geldiğini bilmek ve buna göre davranmak önemlidir. Karı-koca olarak yapmamız gerekenleri yerine getirmezsek, sağlıklı çocuklar ve mutlu yuvalardan bahsedemeyiz.

Kaynak: İstanbul Aile Vakfı Danışmanlık Merkezi Psikoloğu Begüm Aslan

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.