Çocuklarda öğrenme güçlüğü
Öğrenme güçlüğü, zekâ düzeyi normal olabilen veya normalden daha üst olabilen çocuklarda okuma, yazma, dinleme veya sözel olarak anlatım, yabancı dil öğrenimlerinde veya matematiksel alanda öğrenilen bilgiyi anlamada algılamada veya işlemede zorluk yaşaması demektir. Bu çocuklar aptal veya tembel olarak görülmemelidir. Sadece onların beyinleri biraz daha farklı çalışmaktadır. Her bireyin öğrenme yolları farklı olabilir. Nasıl ki her insanın kişiliği, karakteri, sesi, düşünceleri, farkı oluyorsa o bireyin öğrenme yolu da farklı olabilir. Örnek vermek gerekirse bir çocuğun çok iyi bir şekilde resim becerisi, el göz koordinasyonu çok iyi olabilirken okuma veya yazma konusunda çok zorlanabilir. Bu yüzdende öğrenme güçlüğü olan çocuklar okulun ilk yıllarından itibaren zorluk yaşayabilmektedirler.
Dsm-IV’te öğrenme güçlüğü dört alt gruba ayrılmıştır
- Okuma bozukluğu (disleksi)
- Matematik/ aritmetik bozukluğu
- Yazılı anlatım bozukluğu
- Başka türlü adlandırılmayan öğrenme bozuklukları
Öğrenme güçlüğü duyulardan, çocuğun zekâsından, çevresindeki etkenlerden ve uyaran azlığından kaynaklanacak bir problem değildir. Bu sorunu yaşayan çocukların sağ hemisferi daha çok geliştiği için sol ellilik biraz daha fazladır ve bu yüzden sakarlıkları daha yaygındır. Öğrenme güçlüğü görülen çocuklarda en yaygın olanları yazı yazma, okuma, matematik, mantıksal düşünme, konuşma ve dinleme ile ilgili sorunlardan oluşmaktadır. Okul başarıları beklentilere göre daha düşüktür. Bazı derslerde çok iyi sonuçlar elde ederken bazı derslerde tam tersi düşük notlar alabilmektedirler.
Öğrenme bozukluğu olan bir diğer kollarından biride Okuma bozukluğudur (disleksi). Bu çocuklar, okumayı çok güçlükle sökebilir. Harfleri tersten yazabilir. Okurken harfleri yutar veya eklentiler yapabilir.
Öğrenme güçlüğü çeken çocukların en belirgin özelliklerinden biride yazı yazmada zorlanmalarıdır (disgrafi). Okula ilk başladığında yazıyı ters yazabilirler. Yazıları yazarken birçok harfleri karıştırabilirler. Bazı kelimelerde birbirleri ile ilgili olmayan harflerin yerlerini değiştirebilirler. Yazım kurallarında ve noktalama işaretlerinde çok fazla hata yaparlar. Duygularını düşüncelerini sözel olarak anlatabilirken yazıya dökemeyebilirler. Bu çocukların bazılarında anlatım zorlukları da görülebilmektedir. Dil gelişimi gecikmektedir. Uzun ve akıcı cümleler kuramayabilirler. Konuşurken hatalar yapabilir takılmalar yaşayabilirler. Okuduklarını anlamada ve karşı tarafa anlatmada zorluklar yaşayabilirler. Matematik alanda bozukluğu olan çocuklarda ise sembolleri karıştırırlar. Artı – eksi büyük – küçük gibi semboller karışabilmektedir. Çarpım tablosunu öğrenmekte zorlanabilirler. Problem çözemezler.
Öğrenme güçlüğü olan çocukların bazılarında motor gelişimi normal düzeyin altında olabilmektedir. İnce motor gelişimi yetersizdir. Kaşık-çatal kullanımı, el işleri, makas kesme, boyama, resim yama, yazı yazma gibi alanlarda çok zorlanırlar. Kaba motorunda da bazı bozukluklar görülebilmektedir. Koşarken düşebilirler çok sakarlıklar yapabilirler. Çok hareketlidirler yerinde duramazlar.
Okul öncesi belirtileri şu şekilde sırlayabiliriz. Sayıları, harfleri, renkleri, kategorizasyonu, şekilleri, haftanın günlerini öğrenmede güçlük çekerler. Sorunlarını anlatmada güçlük çekerler. Çizim yapmakta boyama yapmakta veya makasla kesimlerde zorlanmaktadırlar. Yönergeleri doğru anlayıp onlara uymakta zorlanabilmektedirler. İnce motor hareketlerinde örneğin fermuar çekme, ayakkabısını bağlama, düğmeleri iliklemeyi öğrenmede zorlanırlar.
Öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklar öğrendiklerini hemen unutabilirler. Sözlü sınavlarda daha iyi sonuçlar alabilirken, yazılı sınavlarda daha düşük notlar alırlar. Sürekli eleştiri alırlarsa özgüven eksiklikleri yaşayabilirler. Ödev yapmaya, ders çalışmaya, okula gitmeye isteksiz olabilirler. Ve en sonunda da öğretmen veya aile acaba çocuğun zekâsında mı problem var diye düşünmeye başlarlar