Aile içi şiddette çocukların tavrı ne olmalı?
Yüce Rabbimiz İsra Suresi 233. ayette mealen şöyle buyuruyor:
“Ve Rabbin, kendisinden başkasına ibadet etmemenizi ve ana-babaya iyilik etmeyi emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi, senin yanında ihtiyarlığa erişirse, sakın onlara ‘Öf!..’ bile deme! Onları azarlama ve onlara güzel söz söyle!”
Emir çok net: “Her ne şart olursa olsun ana-babaya iyi davranılacak! Ve bu emir de Allah katında ne kadar mühim ki, Allah’a şirk koşulmaması gerektiğinin hemen ardından zikrediliyor.”
Aile içi şiddette çocukların tavrı ne olmalı?
Bu hayatta, ister evlat, ister ana, ister baba kim olursa olsun, bir imtihan aleminde olduğunun şuurunda olmalı ve bundan hiç gafil olmamalı. Çünkü hepimiz yakın ve uzağımızdaki kişi ve olaylarla her an imtihan edilmekteyiz.
Gene yüce Rabbimiz Enfal Suresi 28. ayette mealen şöyle buyuruyor:
“Ve bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız (sizin için) ancak birer imtihandır, büyük mükâfat ise ancak Allah katındadır.”
– Peki ya ana babamız bizim kulluk vazifelerimizi engeller veya buna olumsuz yaklaşırlarsa o zaman ne yapacağız?
Yüce Rabbimizin ona da cevabı Lokman Suresi 15. ayette geliyor:
“Bununla beraber eğer (ana-baban), hakkında bir bilgi sahibi olmadığın şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa, o takdirde onlara itaat etme; ama onlara dünyada iyilikle sahip çık! Ve bana yönelenlerin yoluna uy! Sonra dönüşünüz ancak banadır; o zaman size yapmakta olduklarınızı haber vereceğim.”
Şimdi, madem sualimiz evlat üzerine, olaya onun gözüyle bakalım.
– Herkes gibi evlat da imtihandadır, gözetiliyor ve burada ana-babasıyla imtihan ediliyor.
– Evlat her şartta ana-babasına iyi davranacak; ancak iyi davranmak demek her isteneni yapmak gibi asla algılanmamalı. Şeriata ters düşen bir talebi elbet yerine getirmeyecek. Her ikisine saygılı, sevgili, bağışlayıcı olacak, elinden geldiğince maddi ve manevi ihtiyaçlarını karşılayacak. Helal iseklerine uyacak, İslama aykırı isteklerine ise uymayacak
– Buradaki sualde anne mağdur durumda, öyleyse anneyi şartların gerektirdiği şekilde korumaya alması doğrudur.
– Baba ise belli ki sırat-ı müstakimden çıkmış. Öyleyse evlat ona elinden geldiğince doğru yolu gösterecek, babanın bir psikolojik sorunu varsa tedavisine yardım edecek, maddi bir sorunu varsa destek verecek, vs…
Baba ile mesafe koymak olabilir, ama ilişki kesmek olmaz. Çünkü unutmamalı ki, sırat-ı müstakimden çıkmak Allah’ın belki de ebedi azabını gerektiren bir vebaldir. Hiçbir evlat babası için böyle bir son istemeyeceğine göre, şartlara göre babasına doğru yolu göstermekten asla vazgeçmemelidir.
– Boşanmak ise dinimizce helal olmakla beraber, en son başvurulması gereken bir çaredir. Gene de başka çare yoksa elbette boşanmak da dinen caizdir, ama çok iyi düşünmek gerekir.
Bunların hepsi de imtihanda olduğumuzun şuuruyla Allah rızası için yapılırsa, evlat için muazzam bir ecir olacağı da gene Rabbimizin vaadidir.
Ayrıca her olayda olduğu gibi, bütün gerekli tedbirleri aldıktan sonra Allah’tan yardım istemeyi ve sabretmeyi de asla unutmamalıyız. İhlas, samimiyet ve sabır ile yapılacak dua, Allah katında muhakkak karşılığını bulacaktır.