Boykotta Z kuşağı bir adım önde
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’ye yönelik ardı arkası kesilmeyen saldırılarının ardından birçok sivil toplum kuruluşu boykot için çağrılar yaptı. İsrail’in ve İsrail’e destek veren markaların ürünlerine karşı başlatılan boykot çok uluslu firmaların bazılarının yaptıkları “zarar ediyoruz” açıklaması ve bazı ülkelerden çekilmesi sonucu insanlar arasında boykotun işe yaradığı fikrini güçlendirdi.
Boykota En Yüksek Katılım Z Kuşağından
Boykot kültürünün Türkiye’de yerleşik bir kültür olmaması sebebi ile boykot çağrıların ne düzeyde karşılık bulduğuna yönelik yapılan araştırma sonuçlarına göre, aktif katılımın yüzde 30 düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. İstanbul Üniversitesi (İÜ) İktisat Fakültesi Pazarlama Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Süphan Nasır ile Araştırma Görevlisi Merve Kır tarafından tüketicilerin boykotuna ilişkin tutumlarını ortaya çıkarmak için yapılan bu araştırma neticesinde genel katılım içerisinde en yüksek katılım oranının Z kuşağı diye tanımlanan yaş aralığında daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
Toplam 1545 kişiden alınan 1384 geçerli yanıta göre raporlanan araştırmaya katılan Z kuşağının yüzde 50’si, Y kuşağının ise yüzde 40’ı çağrı yapılan markaları aktif veya kısmen boykot ettiği tespit edildi. Boykotun oranının X ile “Baby Boomers” kuşağında ise yüzde 20 civarında olduğu belirlendi.
Z Kuşağı Boykot Markalarını Etkileyecek
Geleceğin satın alımlarında Z kuşağının baskın rol oynayacağının unutulmaması gerekiyor. Değerlendirmede “Z kuşağı boykota diğer kuşaklara kıyasla daha fazla katılım göstermektedir. Aktivist ruha sahip Z kuşağı boykot kapsamındaki markaları unutmayacağı ve Z kuşağının bu markalara yönelik algı ve tutumlarının ileriki dönemler için de olumsuz yönde etkileneceğini düşünülmektedir.” ifadelerine yer verildi.
Boykota Katılmayanlar Somut Gerekçe Arıyor
Boykota katılmayanların büyük bir çoğunluğunun boykotun etkili bir şekilde örgütlenmediğini, bunun sınırlarının net bir şekilde çizilmesi gerektiğini düşündükleri görülüyor.
Prof. Dr. Nasır “Amerika İsrail’e destek veriyor’ diye tüm Amerika ürünlerinin boykot edilmesi tüketiciler tarafından rasyonel bulunmuyor. Tüketiciler somut bir gerekçe arıyorlar. Bir İspanyol giyim markasının iletişim kampanyasında tüketiciler somut bir gerekçe gördü. Kafalarında bu resim oluştu ve boykot çağrılarında bulunuldu. Tanınmış kişilerin de sosyal medyadan desteğiyle boykot hızlı bir şekilde yayıldı ve marka geri adım atmak zorunda kaldı. Boykotun başarısının gerçekleşmesi için çağrıda bulunan markanın somut bir şekilde gerekçelendirilmesi gerekiyor. Niye boykot edildiğini, insanların zihninde anlamlandırması gerekiyor.”dedi.
Tüketicilerin kafalarında net bir gerekçe görmek istediklerini vurgulayan Nasır, “Boykot gerekçesi ne kadar sağlam olursa o markaya ve ürüne yönelik boykotun daha güçlü olabileceğini söyleyebiliriz. Boykotun çerçevesi ne kadar net çizilirse boykotun başarısı da o kadar yüksek olur. Gerekçesi kuvvetli olan markaların boykot kapsamında gösterilmesi gerekir.” diye konuştu.
Haberin tamamı için: TRTHaber