Tüm yönleriyle Aile ve Gençlik Fonu
29 Kasım 2023’te 7474 sayılı Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulamanın nasıl olacağı merak konusu olmuştur. Bu fondan daha çok gençler mi istifade edebilecek yoksa aile ve gençlik hususunda proje sunan kamu idareleri veya STK’lar mı sorusu önemini korumaktadır.
Aile ve Gençlik Fon Neden Önemli
29 Kasım 2023’te 7474 sayılı Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun yürürlüğe girmiştir. Fonun kuruluş amacı “aile müessesesinin desteklenmesi, güçlendirilmesi, gençlerin sosyal risklere karşı korunması; gelişimlerine ve girişimlerine destek sağlanmasına yönelik kaynağın oluşturulması” olarak belirtilmiştir. Böylesi bir amacın daha önce iktidarın seçim vaatleri arasında yer alan “Aile ve Gençlik Bankası” kurma fikrinin somut bir çıktısı olduğunun altı çizilmelidir. Buna ek olarak amacı niteleyen, destek, güçlendirme ve risklere karşı koruma ifadeleri gelinen noktada iyileştirici bir yaklaşımın benimsendiği anlamına gelmektedir. İhtiyati bir tedbir gibi görüntü çizse de esasen bu fonun kurulması temelde toplumda huzurlu ve sağlıklı bir aile kurmayı teşvik bağlamında ele almayı gerektirse de Türkiye’de 2010’dan bu yana gözlemlenen demografik değişime iyileştirici bir perspektifle bakmayı gerektirmektedir. Şöyle ki Türkiye’de tecrübe edilen Demografik Geçiş Teorisi’nin kırılma noktası olarak telakki edilen “düşük ölüm, düşük doğum” safhasına oldukça hızlı ulaşılmıştır. Bir bakıma bu tablonun arka planında ölüm oranlarının düşük olması, toplumda küçük aile yapıları ve tek çocuk olgusunun giderek yaygınlaşması önemli gerekçeler olmakla beraber, muhtemel esas gerekçe doğal nüfus artışının gerçekleşebilmesi için kadın başına düşen çocuk sayısının eğitimde kalınan süreler ve çalışma hayatında daha çok görünür olma gibi etkenlerle 2,1 sayısının oldukça gerisinde kalmasıdır.
Fondan 18-27 Yaş Yararlanabilecek
Aile ve Gençlik Fonu’nun kuruluş amacında gençlerin sosyal risklere karşı korunmasına vurgu yapılmakta ve bu fondan yararlanmak için 18-27 yaş aralığına işaret edilmektedir. Türkiye’de gerek Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) gerekse gençleri doğrudan muhatap alan Gençlik ve Spor Bakanlığı gençliğe farklı yaklaşmaktadır. Bunun dışında İş Kanunu’nda ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının da bazı program uygulamalarında çocuk ve genç kategorilerinin ayrımında farklılıklar söz konusudur. Dolayısıyla doğrudan gençleri hedefleyen bir politika tasarımında yaş sınırı ile ilgili kısıt belirtmek için net kıstaslara ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Fon için belirtilen yaş aralığının neye göre belirlendiği bazı ihtimaller üzerinden tartışılabilir. TÜİK verilerine dayalı olarak ortalama ilk evlenme yaşının üst sınır için bir ölçüt olarak kabul edilmesi ihtimallerden biri olabilir. Bununla beraber diğer bir ihtimal kaba evlenme hızının daha tutarlı sonuçlar için uygun olabileceği yönündedir. Ancak belirtilmelidir ki Türkiye, TÜİK’in 26 alt bölgesi dikkate alındığında genç nüfus yoğunlukları farklılık arz eden geniş bir coğrafyayı temsil etmektedir. Genç nüfus yoğunlukları dikkate alınarak yapılacak bir hesaplama ile daha nesnel bir ölçütün belirlenmesi seçeneği bulunmaktadır.
Fon yönetimi Hazine ve Maliye Bakanlığı Tarafından Sağlanacak
Kanun metninde beş bakan yardımcısından (Hazine ve Maliye, Aile ve Sosyal Hizmetler, Gençlik ve Spor, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Sanayi ve Teknoloji) oluşan yönetim kuruluna Hazine ve Maliye Bakanlığının başkanlık edeceği belirtilmiştir. Fonun kaynakları arasında hibe dışındakilerin ağırlığının ne olduğu ise henüz belli değildir. Bu durumda uygulamada fon aktarımının doğrudan aile kuran gençlere yönelik olup olmadığı bilinmediğinden mali kaynakların çeşitliliği dikkate alınarak Hazine ve Maliye Bakanlığı öngörülmüş olabilir.
Fonun kullanımı için kamu idarelerinin “ailenin desteklenmesi ve güçlendirilmesi ile gençlerin sosyal risklere karşı korunması; gelişimleri ve girişimlerine destek sağlanması” amacına ilişkin olarak geliştirecekleri projelere doğrudan kaynak aktarımı mümkün hale gelecektir. Yahut kamu yararı tüzel kişiliğine sahip olan STK’ların bu alandaki projeleri için de böyle bir olasılık oluşabilecektir. Tüm ihtimaller birlikte değerlendirildiğinde burada hangi yararın ön planda tutulacağı önemli hale gelmektedir.
Haberin devamı için tıklayınız: SETAV