Ressam Hülya Yazıcı: “Annelik Benim İçin Çok Kutsal”
Ressam Hülya Yazıcı: “Annelik Benim İçin Çok Kutsal”
‘Miraç’ ve ‘Hicret’ başta olmak üzere çeşitli temalarda İslam kültürüne özgü konuları sanatıyla buluşturarak yenilik ortaya koymaya çalışan ve Bağımsız Sanat Vakfı Başkanı Ressam Hülya Yazıcı ile anneliğini ve resim sanatını konuştuk.
Siz hem annelik yaptınız hem de ressam olarak çalışmalarınızı sürdürdünüz. Annelik ve ressamlıkla ilgili neler söyleyebilirsiniz?
Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü’nde eğitim gördüm. Burada ufkum sanat açısından çok gelişti. Üniversiteden sonra evlendim. Evlendiğim yıllarda İstanbul’dan uzaklaştım, tecrit edilmiş bir ortamdaydım, biraz daha kendi içime döndüm.
O dönemde çocuklarım oldu. Annelik benim için çok kutsal bir şey. Kendi bedeninizde bir canlının yaratılmasına şahit oluyorsunuz ve bu esnada size onu kendi varlığınızın üzerinde tutacak koruyup gözetecek duygular veriliyor Rahim sıfatı yeryüzünde tam karşılığını bu şekilde buluyor belkide. Bu yoğun duyguyu yaşamak insanı yaratıcıya daha yakın kılar ve sezgileri derinleştirir. Bir bakıma sanatsal duyarlığı da artırır bana göre. Yaptığım işi hayatımda öncelikli bir yere alıp çocuklarımı ihmal etmeden büyütmeyi tercih ettim ancak sanatla uğraşmayı yine de hiç bir zaman bırakmadım çünkü sanat ve güzelliği arama tutkusu benim için bir yaşama biçimiydi ve her zaman hayatımın içinde oldu, baktığım her şeyde muhteşem sanatlı yaratımı görmeye çalıştım her şeyden önce, biriktirmek, duyguları zenginleştirmek ve üzerinde düşünmek en önemli konu.
Çocuklarınız, çalışmalarınızı yaparken zorladı mı?
Sanatla iştigal eden bir anneyseniz çocuklarınız küçükse çalışmalarınız için çok fazla vakit bulamayabilirsiniz. Fakat süreklilik birçok şey de olduğu gibi bu alanda da çok önemlidir. Az da olsa resimle ilişkinizi devam ettirmek son derece mühimdir. Benim de sanat yolculuğum böyle oldu. Çocuklarım biraz büyüdüğünde gece onları uyuttuktan sonra müzik dinleyerek geç vakitlere kadar resim yaptığımı hatırlıyorum.
Vazgeçmeden üretmek önemli sanırım.
Elbette! Sanat bir üretme isteğidir. Bu engellenemez bir istek. Bunun tamamen ontolojik olduğunu düşünüyorum. Fakat yeteri kadar gayreti de gerektiren bir alan. Özellikle kadınların sanat yapması dünyanın her yerinde zor. Çünkü aile, çocuk gibi birtakım sorumluluklarımız var ve bunlar her zaman hayatımızın öncelikli kısmını teşkil ediyor. Bunlara rağmen böyle bir üretme isteğini sürdürebilmek ise daha fazla çalışmayı özveriyi gerektiriyor, fakat çocuklarınıza yeterli ilgiyi veremezseniz bunun bir geri dönüşü yok telafi edemezsiniz yani, zaman hızla ilerliyor ve sizden zamansız uzaklaşabiliyorlar.
Sergilerinizi ne zaman açtınız?
İstanbul’a döndüğüm 90’lı yıllardan itibaren İstanbul’da 12 kişisel sergim oldu. Daha çok İslami temaları işledim çünkü hiç yapılmadığını biliyordum. O yıllarda Erol Akyavaş’ı henüz tanımamıştım. Aynı yıllarda Miraç resimleri yapmışız.