Yabancı dil eğitimine erken yaşta başlatın
Çocuklarda yabancı dil kazanımına yeterli önem verildiğinde akademik yaşamda da pek çok avantaj yakalanabiliyor. Yurtdışı eğitim fırsatlarının dışında uluslararası yayınlara erişebilmek, daha zengin ve güncel bilgiye ulaşmak mümkün oluyor. Kariyer noktasında da yurt içi ve/veya yurt dışı istihdam fırsatları artıyor.
Yabancı dil eğitimine erken yaşta başlatın
Sosyal ve kurumsal network de dil gelişimi sayesinde uluslararası düzeyde artıyor. Özellikle İngilizcenin anadil düzeyinde öğrenilmesi bugün eğitimde ve pek çok meslekte avantaj sağlıyor. Bilgisayar temelli pek çok programın kullanım dili İngilizce.
Globalleşme sonucunda bugün pek çok yerli ve yabancı firmanın yurtdışı şubeleri veya müşterileri var. Dolayısıyla bugünün çocuklarını geleceğin iş dünyasına yeterli düzeyde hazırlamak gerekiyor. Yabancı dil bilmek çağı yakalayabilmeyi ve hatta doğru kullanıldığında çağın ilerisini de tahmin edebilmeyi kolaylaştırıyor.
Çocuklara yeni bir dil öğretmek için 2-7 yaş aralığının önemli ve verimli bir dönem olduğu araştırma sonuçlarıyla destekleniyor. Aslında çocuklar 6-7 yaş döneminden önce öğrenme değil, edinme evresinden geçiyor. 2 yaş aynı zamanda çocuğun kendi anadilini de konuşmaya başladığı zamana denk geliyor. Ancak çocuğun bir dili konuşabilmesi için öncelikle o dile maruz kalması gerekiyor.
2 yaşındaki bir çocuk anadilini konuşmaya başlamadan önce en az iki yıl bu dile maruz kalmış oluyor. Bu nedenle tıpkı anadil gibi çocuklarda yabancı dil öğreniminin de 0-3 yaş aralığında başlatılabileceği söyleniyor. Çocuk öğrendiklerini 2 yaş dolaylarında ifade etmeye başlasa da 0-3 yaş aralığında öğrendikleri belleğe yerleşiyor. Burada ebeveynler sıklıkla aynı anda iki dil öğreniminin kafa karışıklığı yapabileceğinden endişe ediyor.
Ancak yapılan araştırmalar çocukluk döneminde birden fazla dile maruz kalmanın karışıklık yapmadığını gösteriyor. Aksine aynı anda birden çok dil öğrenen çocukların öğrenme süreleri kısalırken, öğrenme verimlilikleri de artıyor. 6-7 yaş itibariyle dil edinimi yerini bilinçli öğrenme stratejilerinin kullanımına bırakıyor. Bu dönemde soyut düşünme, fikir üretme, çıkarımda bulunma gibi beceriler gelişiyor.
Tıpkı ana dil gibi yabancı dile yönelik aşinalığın kazanımı da anne karnından itibaren başlıyor. Hamilelik sürecinde annenin çevresinde aktif olarak yabancı bir dil konuşuluyorsa ve özellikle anne de konuşuyorsa bebekte dile aşinalık başlıyor. Bu aşinalığın öğrenmeye dönüşebilmesi içinse doğumdan sonra da çocuğun yabancı dile maruz kalması gerekiyor.
Yaşamın ilk üç yılında tıpkı anadilin öğrenimi gibi çocuğa yabancı dilin öğretilmesi gerekiyor. Çocukla yabancı dil konuşmak, çevredeki nesneleri tanıtmak, isimlendirmek öğrenmeyi kolaylaştırıyor. Kartlar gösterip öğretilmek istenen dildeki sözel karşılığını söylemek, öğretilmek istenen kelimeyi sık sık anımsatmak, tekrar etmek gerekiyor.
Çocuklarda yabancı dil kazanımı özellikle anne-baba evde iki dili birden konuşuyorsa daha kolay oluyor. Ancak tek bir ebeveynin sadece çocukla iletişim kurması da öğrenebilmesi için yeterli oluyor. Ebeveynlerde ikinci dil yoksa bakıcı, oyun ablası veya öğretmenle de dil becerisi geliştirilebiliyor. Burada dil öğrenimini destekleyecek ikinci kişinin pedagojik açıdan bilgili ve tecrübeli olması da oldukça önemli.