Mezheplere göre çeyiz
Hanefîlere göre kadın kendisine verilen mehirle veya şahsına ait malla çeyiz yapmaya zorlanamaz. Kadının babası da kendi malından çeyiz yapmak zorunda değildir. Kadının koca evine hiç çeyizsiz veya kocanın verdiği mehre uygun olmayan bir çeyizle gönderilmesi mümkün ve caizdir. Çünkü bir kadın evlendikten sonra onun geçimini sağlamak kocasının üzerine vâciptir. Ev temin etmek ve bu eve gerekli olan eşyayı almak da bu görev kapsamına girer. Ancak koca çeyiz için başlık vb. adla para vermişse kız tarafının buna uygun çeyiz hazırlaması gerekir. Diğer yandan mehir, hazırlanacak çeyizin karşılığı değildir. O, kocanın eşine bir armağanı (atıyy) veya kadının cinsel yönlerinden yararlanmasının helâl olmasının karşılığıdır. Bununla birlikte kızın ana-babası örfen böyle bir çeyiz hazırlamışlarsa, bunlar kızlarına ait şahsi mülk sayılır.
Mezheplere göre çeyiz
Mâlikilere göre kadının, teslim aldığı mehir karşılığı kadar çeyiz hazırlaması gerekir. Evlilikten önce mehri teslim almamış olursa, o ancak iki durumda çeyiz hazırlamakla yükümlü tutulabilir. Kocanın nikâh sırasında şart koşması veya bu konuda örf bulunması. Dayandıkları delil örftür. Çünkü toplum örfünde çeyizi hazırlamak kadın tarafına gerektiği gibi, erkek de mehri bu gayeyle vermektedir.
Çeyiz eşyası ister kızın ana-babası tarafından isterse mehir karşılığı olarak koca tarafından yapılmış olsun, bu eşya kadının hakkı ve malı sayılır. Bu yüzden kocanın kadına ait çeyiz eşyasından yararlanması hanımının iznine bağlıdır. Babanın ergenlik çağına gelmemiş kızı için hazırladığı çeyiz eşyası, teslim edilmemiş olsa bile bu, kızın malı sayılır. Ergenlik çağına girdikten sonra hazırlananlar ise kıza teslim edilmedikçe onun mülkiyetine geçmiş olmaz.
Çeyiz eşyasının hazırlanmasında gerçek ihtiyaçlar dikkate alınmalı bu konuda israf ve savurganlıktan sakınılmalıdır. Günümüzde pek çok Müslüman aile, daha küçük yaştaki çocuklarına büyük masraflarla çeyiz hazırlamakta, bu konuda israf ve ifrata düşmektedir. Çocuğun en büyük çeyiz ve süsünün ona öğretilen ilim, edep, ahlak ve fazilet olduğu unutulmamalıdır. Genç bir kızın evleneceği erkeğin evine götüreceği en değerli şey iffeti, edebi ve salih amelleridir. Ev eşyasında olan eksikliklerin giderilmesi mümkün ve kolaydır. Fakat ahlâk ve mürüvvet eksikliğini gidermek, haya perdesi yırtılan kişiyi yeniden hayalı ve edepli hale getirmek güçtür.
Çoğu zaman yapılan çeyiz eşyasını kullanmak için bir ömür yetmemektedir. Bunların çoğu sandıklarda yarım yüzyılın üzerinde kalışı yüzünden modası geçmekte, demode olmakta, rutubetten ya da haşeratın etkisinden dolayı telef olup gitmektedir. Bu kadar el emeği ve göz nuru dökülen eşyada israfın manevî bir hesabı olmalıdır.
Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Ama malını saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.” [3]
“Yiyin için, israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” [4]
Burada Hz. Peygamber’in, kızı Hz. Fâtıma (ö.11/632) için hazırlanan çeyizi örnek olarak vereceğiz. Zamanın değişmesiyle örfe dayalı hükümlerin değişmesi İslâm’ın benimsediği bir ilke olmakla birlikte bu çeyiz eşyası bize onların nelere önem verdiğini göstermektedir.