Siber Psikoloji
Değer görme, sosyal aidiyet ihtiyacına gelince; sosyal medya da bu ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimiz bir yer ya da gruplar var.
Siber Psikoloji
Duygusal ihtiyaçlarımız; sohbet ediyoruz, arkadaşlarla görüşüyoruz, yeni arkadaşlıklar oluşturuyoruz. Beğenilmeyi, takdir edilmeyi istiyoruz ve eğer gerçek hayatta beğeni-takdir kaynaklarına çok ulaşamayacağımızı düşünüyorsak sosyal medyayı ya da teknolojiyi kullanabilmek daha kolay geliyor. Siber dünya ile gerçek dünya arasındaki önemli bir fark da; gerçek hayatta ihtiyaçlar hiyerarşisindeki bütün maddeler için özel ve yoğun emek sarf etmek. Ama sosyal medyada öyle mi; birçok şeyi ödün vermeden yapabilirsiniz, konferans düzenleyebilir, bir çevre oluşturabilirsiniz. Bunları beynin limbik sistemiyle ilgili söylediklerimle birleştirince insanlarda oluşan sosyal medya bağımlılığını, siber psikolojiyi anlamak çok da zor değil. Çünkü artık o ödülü hep ve daima istiyorsunuz. Devamlı kendinizi var etmek ve sosyal medya çevrenizde görülmek istiyorsunuz. Descartes’in bir sözü var “Düşünüyorum o halde varım.” şimdi bu cümleyi şöyle kullanıyoruz: “Paylaşıyorum o halde varım.”